Bugünü Yaşama Arzusu
Irvin Yalom’ un "Bugünü Yaşama Arzusu" adlı kitabında, grupla terapi çalışmaları ve Schopenhauer
felsefesi ele alınıyor. Sağlık kontrolünde ortaya çıkan ölümcül hastalığı ile
sınırlı zamanı olduğunu öğrenen grup lideri Julius Hertzfeld, 2 hafta boyunca
seanslarını iptal ederek hayatını sorgulamaya başlıyor. Bu güne kadar yapmış
olduğu terapileri ve hastalarına gerçekten yardımcı olup olamadığını düşünerek eski
danışanlarından Philip Slate’ e ulaşıyor. İnsanlarla sadece cinsel dürtüleriyle
ilişki kurabilen, cinsel isteklerini kontrol edemeyen bir kimyager olan Philip,
3 yıl çalışmalarına rağmen iyileşmediği için terapiyi bırakmış; sonrasında hayatının
merkezine insan sevmeyen, kötümser bir filozof olan Arthur Schopenhauer’ ı
alarak iyileşmiştir. Felsefi danışmanlık eğitimi alarak danışman olmuş; Julius
ile mesleki süpervizyon için yaptıkları anlaşma ile grup çalışmalarına 6 ay
katılmayı kabul etmiştir. Bu süreçte kendisini iyileştiren filozof’ un, Julius
için iyileştirici olacağını düşünerek, grubun sürekli olarak gündemine bu
konuyu getirmektedir.
Bahsedilen
grubu ele alacak olursak, Julius yaklaşım olarak bireylerarası yönelimi
önemsemiş ve grupta her üyenin yaşadığı ilişkiler konusunda çektikleri
zorluklar ele alınmıştır. Grup üyeleri; Pam, Tony, Stuart, Bonnie, Rebecca,
Gill ve son olarak ta terapist olmaya hazır olmadığı için insanlarla olan
iletişimini düzeltmesi gereken Philip’ in katılması ile grup oturumları kitapta
işlenmeye başlamıştır.
Kitapta
ilk olarak Stuart’ tan bahsediliyor. Stuart, gruba karısının onu terk etme
ültimatomu ile girmiştir. Grubun söyleminde grubun fotoğraf makinesidir; grup
sürecinde yaşananları en iyi o özetler ama kendini fotoğrafa almaz. Onun zor
bir danışan olduğunu söyleyebilir; sessiz danışanlar kategorisine alabiliriz.
Çünkü çok iyi gözlem ve analiz yaptığı, gruba yardımcı olmayı sevdiği halde
kendi duygularını gruba açmamaktadır. Grubun son seanslarına doğru yapılan
itiraflardan etkilenerek katılımı, kendini açması kolaylaşmış; oğluna karşı
duyduğu öfke ve kıskançlığı açığa vurmuştur.
Pam, grubun
sevilen bir üyesidir; her zaman anahtar rolde, merkezi konumda olmuştur. Aynı
zamanda üniversitede profesör olan Pam, entelektüel kimliğiyle grup
içerisindeki yerini kazanmıştır. Gruba kocasını ve eski sevgilisini saplantılı
olarak düşünmesi ve erkeklerle yaşadığı problemleri yüzünden gelmiş; terapiden
istediği sonucu alamaması üzerine bir öğrencisinin tavsiyesiyle “Vipassana
meditasyonu” için Hindistan’ a gitmiştir. Geri döndüğünde daha önceden
kendisini cinsel açıdan kullanmış ve üzmüş olan Philip ile karşılaşınca gruptan
çıkmak ister. Grubun ısrarı ile grupta kalan Pam son oturuma kadar Philip ile çatışır.
Fakat bu çatışma Pam için de Philip için de faydalı hale dönüşür; Pam
saplantılarından kurtulurken, Philip’ in kendini açması sağlanır.
Tony, atletik
zarif daha önceden hapse girip çıkmış bir marangozdur, grubun en cesur
üyelerinden biridir. İşçi olmaktan utanır ve bu hislerini grup ile rahatça
paylaşır. Gruptakilerle yüzleşmekten çekinmez, grup sürecine ve gelişimine çok
önemli katkıları olmuştur. Grup içerisinde Pam ve Philip ile yaşadığı sorunlar
olsa da bunların üstüne giderek çözüme kavuşturmuştur. Grubun ona, onun da
gruba çok faydası olmuştur. Cahil olmasından sızlanan Tony, kitabın sonunda
eğitim alarak co- terapist olmuştur.
Rebecca,
hayatında daha önce hep güzelliği ile ön plana çıkmış, fakat şimdi yaşlandığı, erkekler
üzerinde eskisi gibi etkili olamadığı ve güzelliğini kaybettiği düşünceleriyle
baş edemediği için gruba katılmıştır. Grup içerisinde en iyi geribeslem veren
üyelerden biridir. Philip’ ten farkında olmadan etkilenmiş; bu da grubun
gözünden kaçmamıştır. İlk başta geribildirimlere karşı itiraz etmesine rağmen
süreç içerisinde kendini geliştirmiş ve değiştirmiş; önemli olanın kendi
duyguları olduğunu öğrenmiştir.
Bonnie, alkolik
bir anne babanın çocuğudur. Alkolik ebeveynlere sahip çocukların çoğunda olduğu
gibi önemsiz değersiz olduğunu düşünür; özgüveni düşüktür kendini tombul sıkıcı
ve çirkin bulmaktadır. Herkesin ondan daha önemli olduğunu düşünür;
çatışmalardan kaçar. Çatışma çıkma durumunda konuyu değiştirerek çatışmayı
önlemeye çalışır. Konu kendi hayatı olduğunda çok çabuk umutsuzluğa kapılıp
kaçmaya çalışır (Yalom, 2005, s. 169). Tüm hayatını alkolik ailesinden utanarak
geçirmiş; bu yüzden yakınlık kurmakta zorluk çekmiştir. Gruba çok bağımlıdır ve
grubun dağılmasından korkar (Yalom, 2005, s. 225). Grup sayesinde özgecilik
duygusu gelişmiş, kendisini grubun içinde değerli hissetmeye başlamıştır.
Birincil aile grubunun onarıcı yinelenişi’ ni biz en iyi Bonnie ile
gözlemliyoruz.
Gill, mutsuz bir
aileye sahip, sürekli olarak karıyla olan problemleri gruba getiren ama aslında
hiçbir kadına karşı dürüst ve açık olamayan bir üyedir. Pam’ in bu konudaki
geribeslemleri ve Julius’ un teşvikleri ile kendini geliştirmiş; alkolik
olduğunu söyleyerek kendini açmış, davranışlarını değiştirmeye çalışmıştır.
Kadınlara karşı olan tutumlarını değiştirmiş; hoş karşılanmayacağını bilse de
yüzleşmeyi öğrenmiştir.
Son olarak
Philip, Schopenhauer’ in öğretilerini kendine model olarak alarak kendini
hayattan ve insanlardan soyutlamış ama meslek olarak danışmanlığı seçtiği için
yaptıkları anlaşmayla 6 ay grup terapisine gelmeyi kabul etmiş; ilk başta
istemediği halde gruptan en çok faydalananlardan biri olmuştur. Zor bir danışan-tekelci
olarak tanımlayabiliriz. Çünkü gruba kendini açmamış entelektüel bilgileri ile
direnç göstermiştir. Teorik bilgi aktarımları ile grup lideri Julius’ a karşı
baskın olmaya çalışmıştır. Egemen duygularından olan sevgisizlik duygusunu en
son oturumda paylaşmıştır. Tekelciler anlamlı bir şekilde katılmazlar ve Philip
ilk oturumda grup lideri dâhil olmak üzere kimseyle göz teması bile kurmaz. Zamanla
grup süreci içerisinde kendini geliştirmiş; öncelikle dolaylı yoldan
Schopenhauer’ dan alıntılar yaparak kendini açmaya çalışmıştır. Toplumsal
yönden beceriksizliği, karşı cinsle yaşadığı sorunlar ve mazoşist yapısı ile
sıkıcı danışan grubu içerisinde de ele alınabilir. Daha önceden yaşadığı
kısırdöngü ilişkiler buna örnek olarak verilebilir. Yaşanan çatışmalarla
istemediği duyguları gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. 6 ay geçtiği halde grup
çalışmalarına devam eden Philip en son seansta katarsis yaşayarak şu güne kadar
hiç sevilmediği duygusunu gruba açmıştır.
Grupta
kullanılan tekniklere bakacak olursak, grup çalışmalarında terapötik güçlerin
önemi büyüktür. Grubun dinamiğini oluşturan en önemli öğelerdir. Bu terapötik
becerilerden konuşmaya açık davet ( KAD), kendini açma, ilişkinin şimdi ve
buradalığı ( İŞB), içerik yansıtma, asgari düzeyde teşvik, anlamın
kişiselleştirilmesi, yüzleştirme, yapılama ve yakından ilgilenme gibi beceriler
kullanılmış. Grup süreci içerisinde yapılan alıştırmalarda ise, rüya yorumlama,
vücudun bir parçasını konuşturma, derecelendirme yapılmıştır. Kullanılan
tekniklerden bazılarına örnek verecek olursak; Julius, kendini açma konusunda
genellikle kişisel olmayan paylaşımlarda bulunan Gill için “kendini ölçme
ölçeği” kullanmış; çalışma esnasında yaptığı paylaşımına 1 ile 10 arasında bir
değerlendirme yapmasını, 1 puanın en risksiz, 10 puanın ise en riskli olduğunu
söylemiştir. Gill’ in değerlendirmesine karşılık olarak bir iki çentik yukarı
çıkarak bir paylaşımda daha bulunmasını istemiş ve gruba alkolik olduğunu paylaşmasını
sağlamıştır (Yalom, 2005, s. 265). Konuşmaya açık davet her oturumda sıkça
görülen tekniklerden biri, örnek vermek gerekirse Philip’ in Julius’un
hastalığını gruptakilerle haberi olmadan paylaşması üzerine Philip’ i
konuşturabilmek için “Bu konuda ne hissedeceğim konusunda bir tahminin var
mıydı?” sorusu konuşmaya açık davet tekniği olarak gösterilebilir (Yalom, 2005,
s. 119). Bir başka örnek ise, Rebecca’ nın grup üyelerinden aldığı olumsuz geribeslemler
yüzünden kendini kötü hissetmiş; “Tam şurada bir yumru var.” diyerek ellerini
göğüs kafesinin üstünde birleştirmiştir. Grup terapisti o yumruyu
konuşturmasını isteyerek kendini açmasını sağlamıştır (Yalom, 2005, s.199). Son
olarak, yüzleştirme tekniği kullanarak “Gerçek sen kim Philip?” diye sorarak
bireyin kendini açmasını ve katarsis yaşamasını sağlamıştır (Yalom, 2005,
s.409).
Grup üyelerinden
Bonnie, alkolik anne ve babaya sahip bağımlı bir üyedir. Alkolik ebeveynlere
sahip olan çocuklarda belli başlı görülen bazı özellikler vardır. Evde çocuk
alkolik anne ve baba ile yaşıyorsa güvenilir bir ilişki kuramaz. Anne ve
babasının davranış normlarının sürekli değişmesi çocuğa da yansır; çocukta
değişen davranış normları görülmeye başlar. Bunlardan birçoğu grup üyesi olan
Bonnie’ de bulunmaktadır. Örnek verecek olursak; Bonnie kendini grup içerisinde
çok değersiz bulur. Aile içerisindeki değersiz rolünün grupta da devam ettiği düşünmektedir.
Bonnie’ nin grup içerisinde, “Buradaki herkes benden daha önemli–çok daha
önemli.” cümlesi kendini değersiz hissettiğinin bir belirtisidir (Yalom, 2005,
s.192). Özgüveni düşüktür; kendini tombul sıkıcı bir kütüphaneci olarak
tanımlarken, diğer üyeleri iyi özellikleriyle tanımlama çabaları vardır. Bir
diğer özellik olarak, alkolik ebeveynlere sahip çocuklar genellikle grup
terapisinde bağımlı danışan rolündedir. Bonnie, gruba biri gelmediğinde ya da bir
çatışma çıktığında, grubun dağılacağı korkusuna girer. Örnek olarak, grupta Pam
ile Philip arasında çıkan çatışma sonrasında Bonnie’ nin “Korkuyorum. Bu grubu
seviyorum ve parçalanmaya hazır olduğunu hissediyorum. Hepimiz geri gelecek
miyiz? Sem Pam? Sen Philip? Geri gelecek misiniz?” cümlesi gösterilebilir
(Yalom, 2005, s. 225).
Grup terapi
sürecinde grup lideri “şimdi ve burada” tekniğini çok fazla kullanmış;
hastaların grup süreci içerisinde olayı nasıl yaşadığına odaklanmalarını
sağlamıştır. Grup terapi çalışmalarında psikolojik danışmanın soracağı sorular
belli amaçlarla bilinçli olarak sorulur. Kitapta bunun birçok örneğini
bulabiliriz. Bonnie kendini grupta değersiz görerek gruba zaman kaybettirdiğini
grubu hala kullanamadığından yakınmıştır. Herkesin ona karşı sabırsız olduğunu
bildiğini söylemiştir. Grup lideri bu durumu şimdi ve buraya odaklamak için
grupta özellikle kimin sabırsızlandığını sormuştur (Yalom, 2005, s. 195). Bir
başka örnek olarak; alkolik olduğunu diğer üyelerden saklayan Gill 5 yıldır
alkolik olduğunu açıkladığında Julius grubu “şimdi ve burada’ ya getirmek için
bugüne kadar bu konuyu anlatmadığı için kendini nasıl hissettiğini sormuştur
(Yalom, 2005, s. 267). Böylelikle hem Gill’ in yatay biçimde kendini açmasını,
ayrıca grup üyelerinin empati yapabilmelerini sağlamıştır. Julius, üyelerine
sürekli yatay kendini açmanın daha verimli olacağını hatırlatarak yapılama
tekniği ile grup normlarının yapılanmasını sağladığını görüyoruz. Gill için
grubun önemi büyüktür ve grubun onu yargılamasından korktuğu için kendini
açamadığını söylediğinde, grup lideri gruptaki onu yargılayacak olan
yargıçların kimler olduğunu sorarak Gill’ in tekrar grupta “şimdi ve burada”
’ya odaklanmasını söylemiştir. Böylelikle hem grubun Gill’ i cezalandırmasını
önlemiş, hem diğer üyelerin geribeslem almalarını sağlamıştır (Yalom, 2005, s.
269).
Grup içerisinde
bireyin yaşamında onun için önemli olan kişilere karşı olumlu ya da olumsuz
duygularını, genellikle “bitirilmemiş işleri” grup liderine ya da grup
içerisindeki üye veya üyelere aktarması transferans durumunu ortaya çıkarır.
Grup lideri, transferansı tanıyabilmeli ve grup içerisinde nasıl ele alması
gerektiğini bilmelidir. Gill ile Pam arasında geçen bir çatışmada Gill,
karısına kızgındır ve kızgınlığını karısı gibi öfkeli olan grup arkadaşı Pam’ e
yansıtmıştır. Grup lideri, grup üyelerinin geçmiş davranış örüntülerini
anlamaya çalışmalıdır. Grupta “tedavi edici iyileştirici etmen” olarak bilinen,
birincil aile grubunun onarıcı yinelenişi, üyelerin evdeki ilişki şekillerini
gruba getirilerek transfer eder. Bonnie’ nin aile içerisindeki önemsizliğini
gruba aktarması bir transferans örneği olarak kabul edilebilir. Bu durumda
aktarım yapan kişi grubu transferans objesi olarak kullanır. Ek olarak, Bonnie,
daha önceden kıskandığı kadınların özelliklerini Rebecca’ da birleştirmiştir.
Julius, Bonnie’ ye sorunun Rebecca ya da başka güzel kadınlar olmadığını fark
etmesini sağlamıştır. Karşıt transferans, aynı durumu liderin grup üyesi ya da
üyelerine karşı yaşamasıdır. Böyle bir durumda psikolojik danışmanın aktarım
yaşadığı üyeye karşı sevmeme, nefret etme aşırı düşkünlük hissetmesine neden
olabilir. Buna örnek olarak, Julius’ un Pam’ den hoşlanması gösterilebilir.
Psikolojik danışman böyle bir durum olduğunu düşündüğünde 3. bir göz tarafından
olaya dışarıdan bakabilmelidir. Kitapta, “Uzun süredir Pam’ den o kadar çok
hoşlanıyorum ki, patolojisini göremedim – belki de bu yüzden John’ la olan
saplantısında ona yardım edemedim.” ifadesi karşıt transferansı Julius’ un bunu
fark etmesine örnek olarak gösterilebilir (Yalom, 2005, s. 307). Son olarak,
Philip’ in grup çalışmalarında Julius’ u otorite figürü olarak görmüş ve
kendini ispatlamak için grup süreci içerisinde sürekli onun kullandığı yöntem
ve metotları alt etmek için uğraşmıştır. Julius, bu davranışlarının altında
yatan nedenleri anlaması için sorularla yönlendirme yapmıştır.
Gruba
yeni üye olan Philip, grup dinamiğini etkilemiştir. Philip gelmeden önce grup
başlangıç ve geçiş evresini atlatıp çalışma evresine geldiği halde, gruba
Philip’ in katılmasıyla grubun her şeyi bilen, kültürlü ve en sevilen üyesi Pam
grupta her zaman anahtar rolde iken Philip’ in gelişi ile yerini kaptırmış gibi
hissetmiş; bu da grubun dinamiğini değiştirmiştir. Hatta bu durum grup üyeleri
tarafından fark edilerek Pam’ e geribeslem olarak verilmiştir (Yalom, 2005, s.
369). Grup içerisinde birkaç kişi Philip ile sürekli çatışma halindeyken
bazıları da Philip’ e karşı hayranlık duymuştur. Rebecca Philip’ e karşı
hayranlık duyan üyelerden biridir. Philip, Julius’ un olaylara yaklaşım
biçiminden çok farklı bir görüşü savunmaktadır. Philip Schopenhauer yaklaşımını
kendine model olarak almış ve grup üyelerini bu yaklaşım hakkında
bilgilendirmiştir. Olaylara farklı bir açıdan bakmak bazı üyelerin risk alarak
kendini daha iyi açmasını saplamıştır. Örneğin, Rebecca Philip’ in anlattığı
göreceli mutluluk kaynaklarının kendisini çok iyi ifade ettiğini fark etmiş ve
sır olarak sakladığı kendi özünden yapılmış sihirli parfüm hayalini grupla
paylaşmıştır (Yalom, 2005, s. 331). Rebecca’ nın itirafından sonra grubun çoğu
itiraflarda bulunmuş; Gill, oturumlarda çoğunlukla olayı yatıştıran, tartışmaya
girmeyen ve sakinleştiren taraf iken, dinamiğin değişmesiyle artık duygu ve
düşüncelerini açıkça paylaşabilir hale gelmiş; en önemlisi, her hafta eşiyle
yaşadığı sıkıntıları getirirken aslında başka bir sorunu olduğunu; alkolik
olduğunu dile getirmiştir. Genel olarak, dinamiğin değişmesi ile üyelerin kendini
açması daha kolay olmuş ve grubun verimliliği artmıştır.
Grup içerisinde
çatışma olması, grubun çalışmasını ve verimliliğini artırır. Fakat ilk
oturumlarda çatışma yaşanması gelişimi baltalayabilir. Philip’ in gruba
katılması birçok çatışmaya neden olmuştur. En çok çatışma Philip ile Pam
arasında geçerken grup lideri ile Philip arasında bile çatışma çıkması olağan
durumlar yaşanmıştır. Philip’ in grup üyelerine Julius’tan önce ve ondan izin
almadan hastalığını açıklaması Julius’ u kötü hissedip kendini etkisiz kalmış
hissettiği halde, şimdi ve burada’ ya odaklanmaya çalışarak, yararlı
müdahalelerde bulunmaya çalışmıştır. Philip ile Pam arasındaki çatışmalar son
seansa kadar devam etmiştir. Julius
yaptıkları çatışmalarda ara ara ne hissettiklerini sorup “şimdi ve burada” ’ ya
odaklanmalarını istemiş; fazla yüklenme olmamasına dikkat ederek ilerlemiştir.
Gill ve Pam arasında çıkan bir çatışma da Pam, Gill’ in fazla sıkıcı olduğunu
ve söylemek istediği şeyleri açıkça ifade etmesini istediğinde, Julius devreye
girerek Gill’ in kendini daha iyi açması için teşvik etmiş; grubun da Pam’ e bu
konuda geribeslem vermesi istemiştir. Böylelikle Pam’ in bugüne kadar yaşadığı
ilişki problemleri hakkında bir farkındalığa kavuşması sağlanmıştır (Yalom,
2005, s. 296). Grup lideri, genellikle çatışmalarda çok ileri gidilmediği
sürece müdahalede bulunmamıştır. Gerekli gördüğü yerlerde yönlendirme yapmış;
durum ile ilgili durup düşünmelerini, ne olduğunu görmelerini istemiştir.
Çoğunlukla üyelerin “şimdi ve burada” ’ ya odaklanmalarını sağlamış; böylelikle
grubun verimini arttırmıştır.
Grup
içerisinde grubun normları çok başarılı işlenmiştir. Grup üyeleri için grup
gerçekten önemli bir haldedir ve Julius kadar her üye grubun işleyişinde bir
yardım öğesi rolünde bulunuyor. Grup içerisinde en çok Tony’ nin grup liderinin
yükümlülüklerini paylaştığı ve kolaylaştırıcı etki yaptığı görülüyor. Hatta,
Julius onun çoğu zaman grubu yönlendirmekte çok iyi olduğunu, çok iyi bir co-
terapist olabileceğini düşünüyor. Grubun
çalışma aşamasında tam bir bütünlük sağlandığı çok iyi gösterilmiş; özellikle
son seansta tüm grubun Philip’ in kendini açması ve Pam dâhil tüm üyelerin
gruba katılımı gözleniyor. Geribeslem grup içerisinde çok önemli bir gelişim
sağlıyor. Bu bir norm olarak kabul ettirilmiş; grubun içerisinde oldukça
verimli bir şekilde işlenmiştir. Ayrıca
grup içerisinde yaşam pozisyonlarını ele alırsak, bazı üyelerin seçmiş olduğu
belirli yaşam pozisyonları olduğu söylenebilir. Örneğin, Bonnie, kendi
hayatında ve doğal olarak grupta da göstermiş olduğu “ben iyi değilim, sen
iyisin” pozisyonu seçmiş; kendini sürekli yetersizmiş gibi göstermeye
çalışmıştır. Philip’ in yaşamış olduğu deneyimi göz önüne alacak olursak; transaksiyonel
analize göre ilk terapiye geldiğinde insanlarla “Adult ego” ’dan iletişim kurmuş; bu gruptakileri sıkmış,
tartışmaya zemin hazırlamıştır. Karpman drama üçgenine göre bir analiz
yaparsak, yine Bonnie genellikle mağdur rolünü oynamıştır. Grupta Julius k
Genel olarak, kitapta grubun çalışma süreci, işleyiş biçimi çok güzel
işlenmiş, çatışmalara nasıl müdahale
edileceğini, grup üyeleri arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğini,
tekniklerin nasıl uygulanması gerektiğini ve yeni gelen birinin grup dinamiğini
nasıl değiştirebileceğini çok iyi göstermiştir.